22 Temmuz 2015 Çarşamba

Hüzünlü Bir Bayram ve Dedeme Veda


                                                   Burası Yalova iskelesi

       Bayramda İsatanbul'daydım. Bu sefer Anadolu yakasında. Bayram Ziyareti için  oraya gitmiştim. Yine tatsız geçecek diye bi endişe kapladı içimi. Hatırlamıyorum kaç kere iç sesim Ayşe gitme dedi. Her defasında susturdum. Eğer  annemi seviyorsam ve onun istekleri benim için çok önemliyse  ne kadar kötü geçecek olsa da kesinlikle gitmeliyim diye geçirdim içimden. Giderken sadece annemin isteğini yerine getirdiğimden dolayı ve onunla biraz daha çok vakit geçireceğimden mutluydum. 


       Yalova İskelesin'den biraz açıldıktan manzara aynen böyle. Yalova'nın her halini çok seviyorum. Böyle seyrede seyrede uzaklaştık kıyıdan. İstanbul'u da çok seviyorum. Yalnız İstanbul hem her şeyiyle benim bir parçam hem de değil gibi. İstanbul'la ilgili o kadar şiirler, romanlar, yazılar yazıldı ki... Ben en çok şairlere hak veriyorum. Zaman zaman senin ayaklarını yerden kesen dünyanın en özel insanıymışsın gibi davranan bir sevgili, bazen de o kadar çok üzülürsün ki sanki senin en azılı düşmanın gibi. Oysa Yalova, tabir-i caizse ne olursan ol ne durumda olursan ol her an yaralarını saran bir dost gibi. Belki de bu yüzden Yalova'yı çok seviyorum. Ne sevgiliden uzak tutuyor ne de büsbütün içinde.


       İstanbul daha net görünmeye başladı. Tıpkı bu resimde ki gibi İstanbul belirginleştikçe geçmişe gömdüğümü sandığım hatıralarda belirginleşmeye başladı. Asla unutulmuyor.


       Burdan bakınca  içimden "İstanbul ne güzelsin. Eskiden de güzeldin. Ne kadar çok değiştin. Güzelliğin ise yine aynı. Yine çok güzelsin. Yine çok çekici. Ne yaşanırsa yaşansın asla terkedilemeyensin" diyorum. Annemse annesini ve babasını görecek diye mutlu. Tabii ki bende ama en çok annemin mutlu olacak olması beni mutlu ediyor. Canım annem. İyi ki varsın. İyi ki annemsin.


       Asıl film bundan sonra başlıyor. Anneannemlere gittik. Kapı her zaman açıktır. Kapıyı açtık. Teyzemle karşılaştık. Bayramlaştık. Dedemle bayramlaştık. Dedem beni anneannemin yanına götürdü "Bak sana kimi getirdim"dedi anneanneme. Anneannem yüzünde kocaman gülümsemesi "Sen mi geldin ayşe" derken etrafa yaydığı pozitif enerjisi görülmeye değerdi. Anneminde yüzünde o an anne-babasıyla bayramlaşmanın onlarla olmanın verdiği mutluluk. Sonra dedem abdest aldı. Ben anneannemle muhabbet ederken güzelce giyinmiş halde bize el sallarken "ben Camiye Yatsı namazını kılmaya gidiyorum" dedi ve gitti.

       Sonra... Bir adam geldi " Amca camide bayıldı" dedi. Teyzemle birlikte gittik. Dedem ölmüştü...

       Bundan sonra 1. 2. ve 3. günler cenaze işleri işte. Şükürler olsun ki annem son kez babasını ve bende dedemi görebilmiştim. Ben gitmeseydim belki annem de gitmeyecekti. Bundan sonraki yıllarımda hep bunun pişmanlığını yaşayacaktım. İşte İstanbul. Bir hafta önce gelmiştim ne kadar iyiydik senle sanki bugüne hazırlar gibiydin. Herşey kocaman bir yalan gibi... Rabbim dedeme kabir azabı çektirme. Ona Ahirette afiyet,esenlik ve nimetlerinin en büyüğünü ver. Özellikle annemin varlık kaynağı olduğu için cennetine al onu. Aynı sebepten dolayı anneannem içinde yerini cennette hazırla. (Amin)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails