30 Mart 2014 Pazar

Kral Begonya


       Bu çiçeği ilk gördüğümde çok beğenmiştim. Ama almadım. Aslında almak ve yetiştirmek aklımın ucundan bile geçmemişti. O zamanlar çiçekleri görerek sevmek yetiyordu bana. Evde hediye edilen Kılıç çiçeği vardı ve yeterliydi. Daha çok çiçek; daha çok bakım, daha çok bakımı ile ilgili düşünmek, daha çok zaman harcamak demekti. Tamam kabul ediyorum Kılıç çiçeğinin her yeni yaprağında her yeni filizinde çok mutlu oluyorum. Buna rağmen sadece Kılıç yeterliydi. Başka çiçek almaya hiç niyetim yoktu.

       Her bu çiçeği gördüğümde ona dokunuyordum. Rengine, kadifemsiliğine, üzerindeki desenlerine bakmak çok hoşuma gidiyordu. Hele her yaprak verişinde gövdesinde oluşan boğumlar -Tıpkı yaşlanan bir kişinin yüzünde oluşan her çizgi gibi- daha çok hoşuma gidiyordu.

       Adına Tiger Begonya deniliyormuş. Bazı yerlerde Kral Begonya... Ben aldığımda daha adını bile bilmiyordum. Çevremde kime sorsam onlarda bilmiyordu.

      Düşüncem değişti ve değişmesi yaklaşık beş yıl aldı diyebilirim. Geçtiğimiz Kasım ayından beri benimde bir Tiger Begonyam var.

       Sadece bir dal yeterliydi bana yetiştirmek için. Alır almaz suya koydum. belli ki yerini çok beğendi hemen kök saldı.


       Sonra toprağa ektim. Toprak olarak bahçe toprağı kullandım. Bahçe toprağının nasıl hazırlandığına bakmak için buradan bakabilirsiniz. Sıcağı ve suyu çok seviyor. Özellike toprağının her yerinin sulanmasına özen gösteriyorum. Hal böyle olunca yeni yapraklar kendini gösteriyor.




       Ektikten sonra yeni yapraklar verdiğini görmek ne kadar beni mutlu etse de bu bağımsızmış gibi görünen yaramaz filiz beni daha çok mutlu etti. :)



       Güneşi de çok seviyor. Özellikle güneşe bakan tarafında daha çok yaprak oluyor. Tıpkı bu resimlerde görüldüğü gibi.




       Bu yüzden belli aralıklarla saksı çevrilmeli ki her yerinden eşit miktarda yaprak gelsin. Çiçekleri çok narin ve zarif. Bana söylenene göre yılda bir kez çiçek açıyormuş, benim ki 4 ayda iki kez çiçek açtı. Bu yönden de beni çok mutlu etti. :)

24 Mart 2014 Pazartesi


Bir Destanın Yazıldığı Yer: ÇANAKKALE...






       18 Mart dolayısıyla üniversite, belediye gibi çeşitli kurumlar Çanakkale'ye gezi düzenlemeye başladılar. Kardeşim ve ben de böyle bir organizasyona katılmaya karar verdik ve bu hafta sonumuzu Çanakkale'ye ayırdık. Benim ikinci kez şehitlerimizi ziyaret edişim kardeşimin ise birinci. Giderken gayet neşeliydik. Şakalar filan baya eğlendik. Dönerken de bir o kadar suskun düşünceli. Aklımda onlarca düşünce ile geri gelmek zor oldu.

      Çanakkale Savaşı ile ilgili o kadar yazı, kitap, makale okumama, gidip görmeme rağmen yazı yazmaya gelince kelimeler anlamsız geliyor. Yeniden düşünüyorum Çanakkale'nin beni en çok etkileyen hangi yönünü anlatsam diye. Terhis edilen orduyu mu, yeterli cephanenin olmayışını mı, ordu millet top yekün savaşılmasını mı, cephede yaşanılan yiyecek sıkıntısını yetersiz sağlık hizmetlerini mi, daha silahı tanımayan, tahta silahla bir ay pratik yaptıktan sonra gittikleri yerden dönemeyeceğini bilerek giden 15-16 yaşlarındaki askerlerimi yoksa hepsinin bir araya gelerek bir milletin kaderini değiştiren destanı mı?

       Çanakkale Savaşını, orada savaşan askerleri ve yaşanılanları en güzel Mehmet Akif  ERSOY "Çanakkale Şehitlerine" de anlatmış. Oraya gittiğimde üç şey dilimden düşmedi. Fatiha İhlas ve bu şiir. Düşüncem her adımda İhlas ve Fatiha okumaktı öyle de yaptım ama öyle yerlere geldimki kendimi bu şiirin çeşitli dizelerini okurken, düşünürken buldum. Özellikle rehberimizin düşmanın gemi, teknoloji, askeri yönden bizden ne kadar ilerde olduğunu anlatırken...



      Şanlı askerlerimizin çok azının ailesi şehitlerinin yerini aramaya gelebildiler. Onların isimleri hem bu şekilde hem de kayıtlardan öğrenilmiş, anıtlara yazılmış oldu. Her bir temsili anıtta 36 kişinin ismi.



       Çok şanslı olanların mezarları, mezar başlarında mezar taşları, mezar taşlarında isimleri vardı


       Geriye kalanların ne adı var ne mezarı. Onları da il il gruplandırmışlar.




      Aslında onların mezarı gözle görünen her yer...




       Buraları ziyaret ederken aklıma yine bu şiirin
       "Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
         Atılan her lağımın yaktığı: yüzlerce adam.
         Ölüm indirmede gökler, ölü püskürtme de yer
         O ne müthiş tipidir savrulur enkazı beşer...
         Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak
         Boşanır sırtlara, vadilere sağanak sağanak" geldi ve hiç çıkmıyor

Bu yüzden her nereye adımımı atsam Mehmet Akif ERSOY'un İstiklal Marşı'ndaki
          "Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı
           Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı
           Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı
           Verme dünyaları alsan da bu cennet vatanı"

Ne kadar daha önce yaptırılmış olsa da tabyaların önemi, askerlerin savunma için kazdıkları siperler, tüneller insanın düşüncelerinin sınırlarının zorluyor.



Özellikle Conkbayırı...



Bunlarda diğer kareler...











9 Mart 2014 Pazar

Bugün günlerden yağmurlu olanı...



      Geçtiğimiz birkaç hafta sonunda kardeşimle eğer hafta sonu hava güneşli ise şunları şunları yapacağız diye planlar yapıp çeşitli sebeplerden (özellikle havanın kapalı ve sisli olmasından) planlarımızı hep erteledik. Bu hafta da düşündüklerimizi yapabilecek miyiz diye internetten haftalık hava durumuna baktım. Hafta başından itibaren yağışlı görünüyordu. Öyle geçmedi. Hafta içi hava güneşli geçti. Cumartesi sabah uyandığımda dışarıya baktım. Yerler ıslaktı ve ıslanmaya devam ediyordu. :(
       Kısaca bu hafta sonu da farklı olmadı ve planlarımızı erteledik. Bende annemlere gittim ve bu güzel fotoğrafları çektim.




(bu son ikisi kız kardeşimin çiçekleri :) )

       Ne kadar planlarımızı sürekli havanın kapalı ve sisli (bugün yağmur yüzünden ) olmasından  dolayı ertelemiş olsak ta aslında bugün özlemi çekilen, beklenilen gündü. Çünkü bu sene çok az yağmur yağdı.   Daha yaz gelmeden suyun kesilip belli saatler arasında verileceği söylentileri ortalığa yayıldı. :(          
        Eeee gönlüm yağmurun cuma akşamına kadar yağması ve iki gün dinlenip öbür hafta başından itibaren  devam etmesinden ve barajların dolmasından  yana... :)

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails