14 Şubat 2016 Pazar

Sevgililer Günü






14 Şubat Sevgililer günü....

   Kimileri için heyecanla beklenen bir gün... Kimileri için atlatılması gereken bir gün... Kimilerinin unuttuğu bir gün... Kimilerinin önemli olabilebilecek tarihleri titizlikle aynı güne getirmeye çalıştığı bir gün... Kimileri için anlamı olmayan öncekinin aynısı olan bir gün.....  

        Kimileri sevgilerini sevdiklerine aldıkları hediyenin maddi karşılığı olarak ölçerken,  kimileri sevdiklerinden aldıkları hediyenin maddi karşılığı ile ölçer. Kimileri mütevazi bir öpücükle ölçerken kimileri de mümkün olduğunca fazla kişiyi şahit tutacak gösterişle... Kimileri kendi mutluluğunu hiçe sayarak sevdiğinin mutlu olmasını sağlayarak, kimileri de bencilce çok sevdiğinin hayatını ondan alarak ölçer...

      Her sevgililer günüde günlük işlerimiz sırasında nicelerine rastlarız akşam eve gelir bir de televizyonda haberlerde bunların özetlerini seyrederiz. Haberler biter reklamlar başlar her reklamda sevgi eşittir harcanan paranın büyüklüğü. O kadar kazınmaya başlandı ki sanki hakikat buymuş gibi...  Son zamanlarda youtube'da 14 Şubatla ilgili parçalar çıkmaya başladı. Bunlar gösteriş derdinde olanları çok güzel anlatmış örneğin Yıldız TİLBE'nin 14 Şubat'ı, Kubat'ın 14 Kubat'ı gibi. 

       Tüm bunlar aynı dili konuşmadıktan, birbirini anlamadıktan, birbirlerinin hayatını kolaylaştırmadıktan, sadece "seni seviyorum"u duymaktan öte neye yarar. Amaç sevdiğini hissetmek, sevildiğini hissettirip birbirine kanat olmaksa daha fazlasına ihtiyaç var. 

       14 Şubat denilince aklıma bir sürü hatıralar gelir. Kimileri beni çok mutlu etmiştir. Kimileri şaşırtmıştır. Ama burda en yararlı en ders verici olandan bahsetmek isterim. Bir 14 Şubat günüydü. Lisedeyiz. (Yani ergenlik dönemi) Edebiyat öğretmenimiz sınıfa geldi.  Kâh güldürerek kâh kızdırarak  sevgi ve sevgili olmayla ilgili bir şeyler anlattı. Sonunda da şöyle bir soru sordu. Seven sevdiğinin kötülüğünü, kötü olmasını ister mi? Bana göre ne kadar ince düşüncenin bir ürünü. Sorunun içinde dikkat, özen, şefkat, sabır, fedakârlık yani sevenin sevdiğine gösterebileceği herşey vardı. Benim için anahtar bir soruydu. 
        
      İnsanlar ne kadar farklı. Sevgilerini gösterme şekilleri de öyle... Beni en çok etkileyenler eskiler. Yalnıca öyle ölmüş olanlar anlaşılmasın etrafımdaki yaşlılardan, televizyonda gördüğüm 30 40 hatta 50 yılını birlikte geçirenler...  Bu yüzden denk geldikçe  TRT kanallarında birinde "Ömür Dediğin" diye bir bir program var onu seyredince hele yaşlı çiftleri dinleyince hayatın özeti işte bu diyorum kendime... 

Neyse.... en iyisi güzel bir şiirle kapatmalı..

DESEM Kİ

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgâların en ferahlatıcısı seden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.

Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!

Desem ki
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.

Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra birgün
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.

Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
                           
                                   Cahit Sıtkı TARANCI
Sesli Dinleti

Herkesin 14 Şubat Sevgililer günü kutlu olsun. Umarım sizin sevgi dilinize uygun gönlünüzce bir gün geçirirsiniz. Rabbim herkesi sevdiği ile afiyet ve esenlik içinde yaşatsın...

     

     



 

   

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails