27 Eylül 2015 Pazar

Kurban Bayramı


      Herkes iyi bayramlar... Kurban kesenlerin Allah (c.c.) temiz niyetlerini ve hayırlı dualarını kabul etsin. Rabbim bizi bu günlere yetiştirdiği için binlerce kez şükürler olsun. Bizi kendine layık kul eylesin. Ne kadar sınav dünyasında olsak da ne de olsa ipleri onun elinde olan onun bildirdikleri dışında hiçbir bilgiye sahip olmayan biçare kuklalarız. Rabbim bizi her türlü kötülüklerden kötülerden korusun. Kardeşlerimizle barış içinde birbirini kollayan eksiklerini tamamlayan birbirinden yana gönlü hoş insanlardan eylesin inşallah.(Amin)

       Böyle bir günde böyle bir dua yapmak geldi içimden. Asla sahibine layık olmayan. İnşallah Rabbim kabul eder.

       Gelelim Kurban Bayramına...

       Benim için Kurban kesim yerinin dışında herşey aynıydı. Güzel geçti. Ailem ya da ailelerimle  aynı mekanda olmamakla birlikte  hep bir arada geçti.

       Eskiden sürekli ailem ve ailemin dışında benden yaşlı insanlarla birlikte olurdum. Hep ne yaptıklarını seyrederdim. Varsa yapabileceğim bir şey hemen yardım ederdim. Onlarda nasıl yapacağım konusunda hep yönlendirirlerdi. Şimdi yaptıklarımı hep onlara borçluyum. Onlara onların yönlendirmesi ettiğim yardımlarla pratik kazandım. Aslında düşünüyorumda onların yanında daha fazla kalmalıydım. Onlara yardım ettiğimi sanıyordum öyle değilmiş aslında kendimi yetiştiriyordum. Şimdi bir kısmı vefat etti. Rabbim onları Cennetiyle mükafatlandırsın. Kimisi hala hayatta. Rabbim onlara da hayırlı bir ömür versin. Kendilerinin razı olacağı bir hayat nasip etsin. Bazı şeyleri kitaplardan öğrenemiyoruz. Ancak böyle insanlardan öğrenebiliyoruz.

       Bu sene kurbanımızı Çiftlikköy/İlyasköy diye bir köyden aldık. Yöre halkı hayvancılıkla geçiniyor. Yani tam profesyonellerin olduğu yerden. Kesimi de onlara aitti. Kayınvalidemgiller benim gideceğimi tahmin etmemişlerdi. Bende oturup evde bekleyemezdim. :)


       İlyasköy'e giderken manzaramız böyle idi. Eee mevsimlerden sonbahar aylardan Eylül. Bana göre yılın en olgun mevsimi. 


      Zaman zaman köyler karşımıza çıkıyor. Bu köyün adını bilmiyorum. Hiç gitmedim. Aklıma "Orda bir köy var uzakta  gitmesek de kalmasak da o köy bizim köyümüzdür." Şarkı sözleri geliyor. İnsan böyle bir film şeridi gibi gelip geçen köyleri görünce neler neler düşünüyor. Ben kendimden biliyorum. :)
.

       Geldiğimiz köyün resmini çekmediğimi şimdi farkettim. Neyse bu şekerler umarım unutturur böylesi bir hatayı. Ne kadar insancıllar. Resim çekerken hemen yiyeceklerini bırakıp yanıma geldiler. Tek tek hepsine dokunmak istiyorum. 


       Tam resim çekme anında o da bana nasıl resim çekileceği konusunda yardım ediyordu. O kadar sevimliler ki durmadan onlarla oynamak istiyorum.


       Bunlar farklı bir bölümde idiler. Sahiplerine resim çekebilir miyim diye sorunca o da hepsinin yerini gösterdi hangisinin istersen çekebilirsin dedi. Çok mutlu oldum. Tabii ki annemlerde de var. Ne zaman annemlere gitsem çekerim. Hepsinin huyları farklı farklı. Neyse sahiplerini çok sevdim. Bunlar da çok tatlı. Kulaklarında ki küpe onların kimlik küpeleri doğdukları zamanı anne-babalarını falan öğrenebiliyorsun. 


Burası kurbanlıkların saklandığı ahır. Bizimki saat 18:00 kesilecekti. Biz gelmeden bizden öncekilerin bir kısmını kesmişlerdi. Bizde boş ahıra denk geldik :) Ahır köye göre oldukça modern bence. Ben çok sevdim.



  Bu ineklerin su içtikleri kap. Yani kap gibi. Aslında bir düzenek. İçindeki koyu kahve kısmına bastığında ordan su geliyor. Yani suyu ziyan etmiyorlar. Hayvanlar istedikleri vakit su içebiliyorlar.


       Böyle bir demirde var diğerinde yok. Bu sistem her bir hayvanın su ihtiyacını karşılıyor. Yem ve ot veya samanda da bir düzenek var. Fakat bugün Kurban kesimi için yeniden düzenlendiği için onları göremiyoruz.


Bu şekilde herkes Kurbanı kesilirken seyredebiliyor. Resim çekebiliyor. Video'ya alabiliyor. Serbest yani. Herşeyi çok temiz ve sistemli yapıyorlar. Aklında herhangi bir şüphe kalmaması için ellerinden geleni yapıyorlar. Vekalet verme, hayvana acı çektirmeden kesme vb.


       Bir de hisse ayırma var. Kurban sahibine soruyorlar. Kaç kişilik diye ona göre böyle temiz kolilere hayvanın her yerinden gelecek şekilde ayırıyorlar. Kemikleri özel bir düzenekte kesiyorlar yani eve gidince kemik kırmakla falan uğraşmıyorsun. Bence işlerini severek yapıyorlar. Dürtme ile bu kadar güzel bir sistemle kesim yapılamazdı.  


       Bizimki en sonuncuydu. Bize yapılan muamele diğerlerinden farksızdı. Yani o kadar yorgun olmalarına rağmen. Hani bazı insanlar vardır hiçbir şey yapmazlar yaptıkları en ufak bir şeyde söylenirler ve seni de o hizmeti aldığın için pişman ederler. Burda çalışanne kadar insan vardı. Bir o kadar da kurbanının kesilirken seyretmek isteyen insanlar bunlara rağmen gayet sabırlıydılar. Biz beklerken başka bir yerde pilav üstü kavurma, tatlı ve içecek ikram ettiler. Dedim ya işlerini severek yaptıkları herhallerinden belliydi. 


      Her kesile kurbanın ardından hemen kesim yeri yıkandı. En sonunda da deterjanlı suyla her tarafı tertemiz yıkadılar. Etrafı temizlediler. 


       Bence günün adamı bu amca idi. Ne zaman baksam sürekli bir işle ilgileniyordu. Ordaki en çalışkan genç kadar çok çalışıyordu. İşin küçüğü büyüğü falan demeden. Ve yüzünde hep bir gülümseme vardı. Tanışmak konuşmak isterdim ama yanlış anlaşılırım diye çekindim. Ama gözümü ondan da alamadım. Rabbim onlara yar ve yardımcı olsun. Bugünlük bu kadar. Herkese hayırlı bayramlar...


     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails