23 Şubat 2014 Pazar

Mektuplaşsakta Saklasak


       Günler öncesinde bir arkadaşım yanıma geldi. Benden çok ilginç bir isteği vardı. Sekiz yaşındaki kızının okulda bir etkinliği varmış. Bana mektup gönderip gönderemeyeceğini sordu. Elbette neden olmasın dedim. Adresimi verdim. Bu isteğin ilginç olan yanı önceden çok gerekli olan ve tek haberleşme yolu olan "mektuplaşma" artık sadece okullarda bir etkinlikten öteye olmadığı ve daha da önemlisi gönderilecek kişiye sorulması... Bu kadar iletişim araçlarının olmadığı eski zamanlarda bırakın sevdiğinizden almayı, herhangi birinden mektupla haber almak ne kadar sevindiriciydi. Beni çok sevindirirdi. Gönderilen mektupları hala saklıyorum. Bu arada daha anneanne/babaanne olmadım:)) Elbette arkadaşım nezaketinden böyle yapmıştı. 

       Postaneden en geç bir hafta içinde gelir dediğim mektup 15 günde zor geldi. Tabii süreye postaneye gidip mektubun akıbetini sormamı da dahil edersek... Her neyse sonuçta mektubu aldım. O kadar özenmiş ki mektubunu çiçeklerle süslemiş.


       Beni bu özeni çok etkiledi. Tamam nasıl mektup gönderileceğini öğrendi. Peki benim küçük arkadaşım başkasından mektup alma duygusunun nasıl bir duygu olduğunu bilmesin mi? :) Bende kırtasiyeleri dolaştım ama sekiz yaşındaki birine gidebilecek mektup kağıdı ve zarf bulamadım. Yani önceki seneler gibi çok çeşitli, rengarenk desen desen mektup kağıdı ve zarf yoktu. Kısaca bu sektör de teknolojiden nasibini aldı. Sonunda böyle bir şey buldum.


       Ama buda içime sinmedi. Onun o güzel süslemelerine karşılık çok özensiz kaldı. Tekrar araştırmaya başladım. Çok hoşuma giden zarfları kendinden bu kartları buldum.



       Bunlarda ona çok ağır gelirdi. Biraz daha bakınınca bu harika kartı buldum. Eeee notumu da ekledim geriye göndermesi kaldı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

LinkWithin

Related Posts with Thumbnails